
Bazen Devrilmeden Ayağa Kalkılmıyor
Hayatın akışına kaptırmış giderken toplumun bize dayattığı görevleri biran önce yerine getirmeyi amaçladığımızı farketmeyiz. Bazen bu yüzdendir birçok erken evlilikler, hemen çocuk yapmalar. Hatta aşık olarak erken yaşta evlendik diyelim, çevre baskısı bir türlü bitmez ;hadi nerede çocuk? Çocuk yaparsın, gelir ikinci çocuk nerede soruları..Bir de geç çocuk yaparsın “sizinki tüp bebek heralde” diye tahminler. Sanki kendi isteğinle çocuk yapmayı erteleyemezmişsin gibi.
Neyse ki ben bu baskıları görmeden zamanının geldiğini düşündüğüm an evlendim, 28 yaşımda. O sırada bile babam hala emin misin diye soruyordu. Şanslıyım böyle bir baskıyla büyümedim. Fakat evlendikten sonra malesef ‘nerede çocuk’ baskısından bir türlü kurtulamadık. Biz istiyorduk ki gezelim, eğlenelim, birbirimizi tanıyalım..Kimseye aldırış etmeden öyle de yaptık, geldim 32 yaşıma ve dedik ki tamam artık istiyoruz. Kim ilk deneyimin sonucunun kürtaj olacağını bilebilirdi ki?
Herşey karar vermekle bitmiyor ,daha yeni başlıyoruz
Kafaya çocuk fikrini koyduktan kısa bir süre sonra bir sabah işe gitmeden önce yaptığım test sonucu pozitifi gösterdi. Mutlulukla koştum, eşimi uyandırdım. Ondan da bir “oley” bağırışıyla güne başladık. İşe gittim arkadaşlarıma söyledim, onlarla da kan testine gittik. Evet %100 doğruydu, hamileydim. Doktorumla konuştum ve birkaç gün sonrasına randevu aldım. Herşey hızla ilerliyor hatta herkesle paylaşmaktan çekinmiyordum. Hiç tecrübe etmemişim ki bu kadar sevinmeden önce doktora git, herşey yolunda mı bir söylesin.
O gün gelip çattığında uçarak girdiğim odadan hüngür hüngür ağlayarak çıkıcağımı tahmin edememiştim. Ama ne ağlamak..Muayeneye girmeden önce kurduğumuz hayallerin yıkılmasına mı, dereyi görmeden neden bu kadar sevindiğime mi (ki ben hep en kötüye hazırlayan biriyimdir kendimi) hangisine yanayım bilemedim. Doktor 1 hafta süre verdi, kese görünüyordu fakat içinde embriyo yoktu ona rağmen hcg değerim çok yüksekti, muhtemelen düzgün gitmeyecek bir hamilelik ama bekleyelim dedi. Benim doktorum birşeye ‘muhtemelen’ diyorsa, o öyledir. Canım doktorum Herman İşçi .. Kafamda beklemeye hiç gerek olmadığını bile oturtmuştum. Yine de bekledik çaresizce dua ederek. 5 gün sonra kanamam başladı, hafifti, doktorum sabahı bekleyebiliceğimi söyledi. Sabahı zor ederek gün daha aydınlanmadan yola çıktık, biliyordum, bitmişti rüyam..Kürtaja almamız gerek dedi doktor, hemen hazırlıklar..vs, herşey hızla ilerliyordu, benim şuurum dışında. O durmuştu sanki…
Kürtajı beklerken
Operasyonu beklemeye odaya çıktım, tv açtım herşey normalmiş gibi . Karşımda Aşk-ı Memnu tekrarı..Bihter’in kürtaj sahnesi.Tam da Vazgeçip ‘onu kaybetmek istemiyorum’ diye ağlayışı.. Ben de istemiyorum fakat mecburum, bebeğim yok, çünkü gelmedi, vazgeçti diye düşünüyorum. Sonrası operasyon ve eve dönüş… Ya sonrası? Yorgunluk, bitkinlik, zayıflama, moral bozukluğu derken bir de vazgeçiş. 1 sene daha çocuk fikri yok!
Hayat beni çok sarsmıştır ama bu kez devirmişti nedense, belki de çok istediğimdendi..Belki de ilk kez kötümser davranmayıp, hazırlıksız yakalanmıştım. Kürtaj operasyonu benim için oldukça yorucu ve psikolojik olarak da biraz zorlu geçti, aslında operasyon gayet başarılıydı ama ben sanki herşey ters gidiyormuş gibi bir ruh hali içinde olduğumdan ötürü kendimi odaklamıştım, sanki kanamam bitmiyor ve benim evde yattıkça yatasım geliyordu. Panikten tekrar doktora kontrole bile gittim. Zaman gerekiyordu daha çok zaman.. Nitekim o zaman geçti ve bu devrilişten sonra işime gücüme, günlük hayatıma geri döndüm.
Yeniden başlanır mı?
Motivasyon gerekiyordu..Ben iyisiyle kötüsüyle bir 6 ay geçirdim, işime devam ettim ve motivasyonumu kendimi işime vererek sağladım. Müdürüm bir süredir evden çalışıyordu, bir gün geldi ve sana bir haberim var dedi, hamileymiş.Çok sevindim fakat o an içimden ‘keşke ben de hamile olsaydım şuan’ diye geçirdim (halbuki o sıra hiç öyle bir planımız yoktu) Bazı zamanlar bana olur böyle, saatine mi denk gelir ne, çok istediğim şeyler bir anda oluverir. Yine tam saatinde söylemişim demek ki.
Birkaç gün sonra sadece reglim geciktiği için test yaptım.Hatta o dönem sigara kullanıyordum, annemdeydim, eşim de içerde uzanıyordu. Kendi kendime dedim ki ‘ hadi şu testi yapayım da sigaramı içmeye gideyim ‘.Testi yaptım ve şok!! Bıraktım bile sigarayı:) Fakat bir türlü gülemiyordum, donuk bir şekilde eşime gösterdim, o da gülemedi, doğru mudur ya da herşey yolunda mıdır diye kafamızda binbir sorularla kan testine gittik. Bu defa da hcg değerim çok düşüktü , sanırım hamileliğimi en başında yakalamışım. Doktor yine 1 hafta bekleyip yeni hcg testiyle beraber gelmemi istedi. Ah bu geçmek bilmeyen 1 haftalar!! Gittik, yine embriyo tam görünmüyor ve hcg yükselmişti, doktor beklemeyi önerdi.. Allah’ım aynı yerden yıkma bizi diyordum, dış gebelik riski ya da yine ilerlemeyen bir gebelik olmasından çok korkuyordum.
Güzel haberler yolda mı ?
Günlerim ağlaya sızlaya geçti. Doktorum o sıra yurtdışına çıktı ve hcg hergün yükseldiği için, dış gebelik riskine karşı hemen tavsiye ettiği bir başka doktora görünmemizi istedi. Sonunda titreyerek girdiğim odadan oynayarak çıktım 🙂 Embriyocum ordaydı, sapasağlam karşımda poz veriyordu:) 1 hafta sonra da kendi doktoruma gittiğimde kalp atışını duyduk ve dünya bizimdi. Doktorum hala temkinli tabi, tam sevindirmiyordu 🙂 Olsun ben yine de bir oh çekmiştim. Birkaç ay evden çalışıp dinlenerek devam ettim, hep bir korku vardı içimde..3. Ayı doldurduğumda ancak rahatlamıştım.
Sonunda ayaktaydık, hayat devirdiği gibi kaldırmasını da bilmişti.Umudunu kaybetmeyip, çok istemek nedir yaşadım öğrendim. Buna bazen zırva derdim. Ama gördüm ki içimizdeki güç işe yarıyormuş. Gücünüzü, umudunuzu hiç kaybetmeyin, devrildiğinizde yerde kalmayacağınızı bilin !
Hamilelikte ilk 3 ay bizi neler bekliyor buradan ulaşabilirsiniz.